Bilişsel Davranışçı Terapi Hakkında

​Bilişsel Davranışçı Terapi denince aklıma gelen ilk soru duyguların bu terapi ekolünde yeri olup olmadığıyla ilgili olmuştu. 

Bilişsel Davranışçı Terapist olma yolculuğumda anladım ki duygular terapi odasında tam merkezde yer alıyordu. Duyguları ötekileştiren ya da duyguların yaşanmamasını isteyen bir yerde durmuyordu bu terapi. 

Duygumuz ile düşüncemizi birbirinden ayırabilmek, duygumuza bir isim verebilmek önemliydi. Duygular, bize bir şeyler anlatmaya gelen elçilerdi. Bu nedenle de terapi odasında pusulamız, duygularımızdı.

O zaman yeni bir soru canlanmıştı zihnimde. O halde duygularımızı var eden neydi ? Olaylar mı ? Başımıza biz istemeden gelen durumlar mı ? Diğerleri mi ? Hayır. 

Duygularımızı var eden şeyler karşılaştığımız olaya, duruma, insana hatta kendimize dair olan düşüncelerimizdi. Düşünmeden hissedemezdik.

O halde düşüncelerimizle ne yapacaktık,şimdi ? İlk adım duygumu var eden düşüncemle tanışmaktı. 

Beni kaygılandıran,sinirlendiren,üzen,tiksindiren hangi düşüncemdi ? O kadar çok düşüncem vardı ki hepsiyle tanışmak mümkün değildi. O nedenle duygumu var eden düşüncemi bulmalıydım. 

Buldum ! Şimdi ne yapacağım ? 

Düşüncemi yok etmeye, görmezden gelmeye ya da tam zıttını düşünmeye başlamayacağım. Gerçeği ne kadar yansıttığına bakacağım. 

Gerçek ne demek ? 

İçinde geleceği barındırmayan, tek bir açıdan değerlendirilmemiş olan, perspektifi geniş olan,  katı değil esnek olan, yoğun meli-malılar içermeyen, salt olumsuzu içermemiş olan birçok şey gerçekti. 

O halde bende çok yoğun, içinden çıkılmaz duygular var eden düşüncemde meli-malılar, geleceği ön görmeler, en olumsuza odaklanmalar, zihin okumalar ve bunun gibi pek çok yanılsamalar olmalıydı. 

Şimdi sıra düşüncem üzerine düşünmekteydi. Zihnimin yanılsamalarına gerçeğin gözlüğünden bakabilme becerisi kazanmak..

Bilişsel Davranışçı Terapi süreci gerçeğin gözlüğünden bakabilme beceresi kazanmaktı.

Şimdi sıra yanılsamalar içeren gözlüğümü çıkarmak, o gözlüğün duygularımı ve davranışlarımı belirlemesine izin vermemekteydi. 

O halde artık gerçeği yansıtmayan düşüncelerime göre eylemeyecektim.